Otizm’de Kök Hücre Tedavisi

Otizm’de Kök Hücre Tedavisi
Otizm Spektrum Bozukluğu, erken başlangıçlı olan, sosyal iletişimde problemler ve kısıtlı, tekrarlayan davranışlar ile çoğu zaman karakterize edilen karmaşık, nörogelişimsel bozuklukları tanımlamak için kullanılan bir terimdir: Otizmde sosyal iletişim ve sosyal etkileşimde problemler, sınırlı, tekrarlayan davranışlar ve ilgiler, işlev bozukluklarına neden olabilen bazı gelişim problemleri görülebilmektedir.
Bilimsel çalışmalar, Otizm Spektrum Bozukluğu olan bireylerin çoğunda sinir sisteminde bazı gelişimsel anormalliklerin varolabileceğini göstermektedir. Bunlar arasında beyin frontal korteks bölümünün doğum öncesi normalden fazla büyümesi, hacimdeki bölgeye özgü değişiklikler, beynin beyaz veya gri cevher bölümlerindeki bazı değişiklikler sayılabilmektedir. Otizmin hamilelik sırasındaki erken dönemde beyin gelişimi, nöron organizasyonu, çoğalması ve farklılaşmasının bozulmasıyla başladığı iddia edilmektedir. Bu da, anormal nöron olgunlaşmasına, sinir ağı işlev ve işleyişinde azalmaya, sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişimde azalma ve düzensizliğe, ayrıca nöroinflamasyona yani sinir hücrelerinde iltihabi reaksiyona yol açarak otizm semptomlarına yol açtığı ileri sürülmektedir.
Günümüzde Otizm Spektrum Bozuklukları’nın halen tam olarak etkili bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalarla otizmin kök hücre ile tedavisi için çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Otizm spektrum bozukluklarının görülme sıklığı gittikçe artmaktadır, bu da yeni tedavi yöntemlerinin belirlenmesi ihtiyacını artırmaktadır. Kök hücre tedavileri konusundaki gelişmeler ve kök hücre tedavisinin yaygınlaşması ile otizm spektrum bozuklukların tedavisinde kök hücre ve eksozom tedavilerinin kullanılması son yıllarda bilimsel olarak birçok çalışmaya konu olmuştur. Bu bilimsel çalışmaların sonuçları hali hazırda çok erken olmasına rağmen, sonuçlar otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde önemli iyileşmeler sağlayabileceğin, destekleyici faydalar sunarak otizimin belirtlerini azaltabileceğini göstermektedir. Bilimsel çalışmaların sonuçları, Otizm’de kök hücre tedavisi tekrarlayan davranışlarda ve kaygıda azalmanın yanı sıra, öğrenme kapasitesinde artış, sözlü ve sözsüz iletişimde artış, sosyalleşmede artış, bilişsel davranışlarda düzelmeler dahil olmak üzere çok sayıda semptomlarda düzelme ve iyileşmeler sağlayabileceğini göstermektedir. Özellikle, giderek artan bilimsel çalışmalarla birlikte son birkaç yılda yapılan klinik araştırmalar bu konuda umut vaat edici sonuçlar sunmaktadır.
Otizm spektrum bozukluğunda nöroinflamasyon yani beyindeki iltihabi reaksiyon yanı sıra bazı gelişimsel nöroanatomik anormalliklerin varlığı bilinmektedir, bu da bu durumun kök hücre tedavisi ile tedavi edilmesi olasılığını sunmaktadır. Beyindeki inflamasyon, güçlü bağışıklık sistemi anormallikleriyle birlikte Otizm Spektrum Bozukluğu ile ilişkilendirilmektedir. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre merkezi sinir sistemindeki inflamasyonun ve bağışıklık sistemi düzensizliğinin Otizm Spektrum Bozukluğu’nun gelişimine katkıda bulunduğu artık ortak bir görüş olarak kabul edilmektedir.
Otizm Spektrum Bozukluğu’nun altında yatan bu nedenler kök hücrelerin otizm tedavisinde potansiyel kullanımı için neden oluşturduğu görülmektedir. Kök hücre ile otizm tedavisi iyileştirici, onarıcı, geliştirici etkileri yanı sıra immünomodülatör yani bağışıklık ve iltihabi reaksiyonu düzenleyip, düzeltici özellikleri bu konuda bilimsel klinik çalışmaların önünü açmıştır. Otizm kök hücre tedavisi bağışıklık sistemini düzenlemeyi, inflamasyonu yani iltihabi reaksiyonu düzenleyip, azaltmayı ve daha sağlıklı bir hücresel ortam sağlamayı amaçlamaktadır. Bilimsel çalışmalar, kök hücrelerin beyin sinir hücreleri arasındaki bağlantıyı yani sinaptik işlevi geliştirebileceğini ve potansiyel olarak kendine zarar verme, hiperaktivite ve uyku bozuklukları gibi Otizm Spektrum Bozukluğu ile ilişkili bazı davranışlarda iyileşmelere yol açabileceğini göstermektedir.
Otizm Kök Hücre ve Eksozom Tedavileri ‘nin beyin frontal, temporal ve subkortikal beyaz madde bağlantısını ve sinir hücrelerinin bağlantı yoğunluğunu artırabildiği yapılan bu çalışmalarda gösterilmiştir. Kök hücrelerden elde edilen eksozomların Otizm spektrum Bozukluğu’nda nöroinflamasyonun yani siniri hücrelerinde görülen iltihabi reaksiyon yanıtının azaltılmasında çok önemli etkiler gösterdiği gösterilmiştir. Kök Hücre tedavisinin onarım, iyileştirme konusunda çok büyük faydalar sağlayabileceği zaten kabul edilmiş olmasına rağmen, kök hücrelerin beyinde bozulmuş hücresel ve moleküler yolların onarılmasındaki etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca potansiyel olarak beyin sağlığı ve gelişimi için gerekli olan BDNF gibi proteinlerin düzenlenmesi yoluyla yeni sinir hücrelerinin yapımını ve sinir hücrelerinin korunmasını da desteklerler. Bunun yanı sıra eksozomların bağışıklık yanıtlarını iyileştirebileceği ve hücresel onarım mekanizmalarını destekleyebileceği de bilinmektedir. Bilimsel çalışmalar kök hücrelerden elde edilen eksozomların kan-beyin bariyerini geçebildiğini ve beyinde otizm spektrum bozukluğunun semptomlarında önemli iyileşmelere yol açtığını göstermiştir. Bu özellikleri ile Otizm’de intranasal yani burun içi sprey yöntemi ile eksozom tedavileri konusunda da yapılan çok sayıda bilimsel çalışmalar bulunmaktadır.
Tüm yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları ele alındığında, Otizm’de Kök Hücre ve Eksozom Tedavileri ‘nin bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde ve beyindeki bazı gelişimsel anormalliklerin tedavisi konusunda umut verici bir role sahip olabileceğini göstermektedir.
Ayrıca, bilimsel çalışmalar Otizm’de TMS Tedavisi ’nin de (transkraniyal manyetik stimulasyon) tekrarlayan davranışları azaltmada, sosyal davranışları iyileştirmede ve plan yapma, problem çözme, yeni durumlara uyum sağlama gibi günlük işlevleri iyileşme sağlayabildiğini de göstermektedir.Yine bazı çalışmalar, TMS Tedavisi’nin beyinde nöral kök hücreleri harekete geçirerek, aktifleştirebildiğini ileri sürmektedir.
Günümüzde, her iki bu tedavi yöntemi de otizm spektrum bozukluğunda umut verici bir tedavi yaklaşımı olarak görülmektedir.
Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre, Otizm’de Kök Hücre Tedavisi ’nin otizmli kişiler için destekleyici faydalar sunarak iletişim, sosyal beceriler ve duyusal işlemlerde gelişmeler sağlayabileceğini göstermektedir. Otizm için Kök hücre tedavisi gören çocukların çoğunda öfke nöbetleri ve tekrarlayan davranışlar gibi davranış sorunları azalmakta, bu da hem çocuk hem de aile için daha iyi günlük işlevsellik ve yaşam kalitesine yol açmaktadır. Muhtemelen gelişmiş beyin bağlantısı ve düzeltilmiş hücresel ortam nedeniyle gelişmiş odaklanma ve bilişsel yetenekler de gözlemlenmiştir.
Kök Hücre ile Otizm Tedavisi ’nin Otizm’in altında yatan nedenlerin giderilmesinde fayda sağlayabileceğini ve önemli davranışsal iyileşmeler sağlayabileceğini göstermektedir. Ancak, Otizm Spektrum Bozukluğu’nun altta yatan çok sayıda değişik nedene bağlı olabileceği de unutulamamalıdır. Halen çok sayıda bilimsel çalışma devam etmekte ve elde edilen sonuçlar kök hücre ve eksozom tedavilerinin otizmde tedavi yaklaşımını değiştirebileceğini düşündürmektedir. Özetle, Otizm Kök Hücre ve Eksozom Tedavileri otizm spektrum bozukluğunun temel semptomlarını iyileştirmek ve destekleyici faydalar sunmak konusunda önemli potansiyele sahip yeni ve umut verici bir tedavi olarak görülmektedir.
Kaynaklar
*The Use of Stem Cell Therapy in the Treatment of Autism Spectrum Disorder. V. Limoncelli, V. Gallicchio
* Stem Cell Therapy in the Treatment of Patients With Autism Spectrum Disorder: a Systematic Review and Meta-analysis. L.Villlarreal Martinez et al.
*A systematic review of transcranial magnetic stimulation treatment for autism spectrum disorder
Li-Xia Yuan et al. Heliyon, Volume 10, Issue 11, 15 June 2024, e32251
*How Does Transcranial Magnetic Stimulation Influence Glial Cells in the Central Nervous System? CL Cullen at al. Front. Neural Circuits 10:26. 06 April 2016
- Bu makale bilimsel çalışmaların sonuçlarından bilgilendirme amacı derlenmiş olup, herhangi bir tedavi önerisi ve tavsiyesinde bulunmamaktadır.